22 Ağustos 2011 Pazartesi

Ben de yemek yaptım

Yumurta kırmayı saymazsak hatırladığım üç yemek yapma deneyimim var. Sonuç: "açlıktan ölsem de tekrar denemeyi düşünmüyorum".

İlki bir pirinç pilavı deneyimi:

Geçmiş gün (İstanbul) ...

Pirinç pilavı yapalım akşama dedik-de nasıl yapacağız- tartışma konusu oldu. Ben İstanbul'daki teyze kızını arayayım dedim.
_ Alo, abla pirinç pilavı nasıl yapılır bi'anlatsana?
(telefonda bana anlatırken) Ben de:
_Hım, hı, tamam, hım tamam...
_(Telefonu kapadıktan sonra arkadaş) Ne oldu, ne yapcağız?
_(Ben) Anlamadım

Arkadaş annesini arıyor
_Anne pirinç pilavı yapacağız, bi tarif etsene.
_Ahh oğlummm! Aç susuz oralarda sen perişan oluyorsuun. Boş ver işi felan gel, vah yavrumm...
Kapattık telefonu.
Arkadaş:
_Dur olum, şimdi halledeceğiz.

_Alo, Nermin? (Nermin: çok fazla kişinin peşinde koştuğu yazıldığı bi'kız) Sana bir şey soracam. Ama açık ve net olacaksın. Tamam mı?
_(Nermin) Iıı taa ta-maam
_Pirinç pilavı nasıl yapılır?
_HAH HAH HA. Allah belanı versin! Ağzına sıçıyım senin, hah ha ha

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Orospu Çocuğu

İlk atom bombası, bir deneme olarak 16 Temmuz 1945 günü ABD New Mexico Los Alamos yakınlarında sabah 05:29'da patlatıldı. İnsanlık tarihinde ilk kez insan kendi gezegenini yok edebilecek bir silaha sahip olmuştur. "Trinity" denemesinin sorumlusu Kenneth Bainbridge, Oppenheimer'e dönüp şöyle der:
"Artık hepimiz orospu çocuğuyuz."

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Milli Eğitim Bakanlığı branş öğretmenlerinde hangi kriterleri arıyor?

Geçen hafta milli eğitim bakanlığı, kendi branşlarında görev yapmayıp asıl branşlarına geçmek isteyen öğretmenlerin alan değişikliği isteklerini sonuçlandırdı. Bulunduğum Batman ilinde fizik branşı için 2 kontenjan açılmışdı, duyduğum kadarı ile 3 kişi müracaat etmiş. Asıl branşları fizik olmasına rağmen sınıf öğretmenliği yapan iki öğretmenden, branşları olan fizike geçişi onaylanan öğretmen ile fizik branşına geçişi onaylanmayan iki öğretmenin özelliklerini buradan paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığının eğitim-öğretim faliyetlerine bakış açısını göstermesi bakımından dikkat çekici olduğunu düşünüyorum.

15 Haziran 2011 Çarşamba

2011 Seçimlerinde Batman

Görevli öğretmen arkadaşların anlattığına göre büyük olmasa da bazı sıkıntılar yaşanmış. Özellikle okuma yazma bilmeyenlerle birlikte kabine girmek istemeleri, seçimde görevli kişilerin bunlara yardım etmelerine güvensizlik sebebiyle itiraz etmeleri gün boyunca sıkıntı oluşturmuş. Zaman zaman okuma bilen kişiler bilmiyorum diyip yardımcı olan görevlilerin istedikleri yere (bağımsız adaya) oy kullanıp kullanmadıklarını da sınıyorlarmış. Öğretmenlerin eleştirilerinden birisi de "kendi okulumuzda görev yaparak, kendi velimizle karşı karşıya gelmiş olmamız hiç hoş değildi". Okulumun bulunduğu mahalleden BDP bağımsız adayı Ayla Akat Ata'ya 2550 civarı, AKP'ye 850 civarı, diğer partilere ise 110 oy çıkmış. Batman merkez'de oyların BDP lehine büyük fark olduğu bir kaç mahalleden biri. Seçimde galip geldiklerini anladıklarında oy çuvalları okuldan çıkarken bir grup zılgıt atıp sevinç gösterisi yapmış. Hatta çuvalları valiliğe götüren araca bir grupta eskortluk etmiş, aman çuvalların başına bişey gelmesin.
Güven meselesinde biraz sıkıntı var sanırım. Bir dönem tasarruflu ampül dağıtılmış (hani kaçak kullanıyorlar hiç değilse az harcansın diye olmalı), köylerde birçok kimse bunları kırmış. Devlet bunlara dinleme cihazı yerleştirmiştir diye.

Yaşlı bir adamı gelini ve kızı zorla oy kullanmaya getirmişler, okuması yok diye de yanında bulunmak için tartışmışlar. Adam görevli öğretmene, "Kızım ben bir Allah'ı bilirim. Oy falan vermek istemiyorum, zorla tutup getirdiler bunlar beni" diye ayaküstü dert de yanmış.

Batman Seçim Sonuçları
BDP'nin bağımsız adayları: % 51.84
AKP %36.91
CHP (Faris Özdemir) % 6.55

Seçim yasaklarına da pek uymamış olan BDP'nin oylarında önceki seçimlere göre düşme var. Bunda Faris Özdemir'in de bir etkisi olabilir. Seçimden önce Faris Özdemir isminden dolayı CHP'nin 1 vekil çıkaracağını söyleyen bir çok kişi yanıldı. Bakan Mehmet Şimşek'in birinci sıra adayı olduğu AKP'nin BDP'den fazla oy aldığı yerler Gerçüş, Hasankeyf ve Sason.

7 Haziran 2011 Salı

Bilim Müzesi

3 Mayıs 2011 Salı

Milli Eğitim Bakanlığına

Yaşadığım bir sorun üzerinden milli eğitimin uygulamalarındaki bir tutarsızlığa (tek bir tane tutarsızlık olduğu anlaşılmasın) işaret!


Milli eğitimde branş hocaları ile ilgili yetersizlik en çok öğrencileri ve velilerini rahatsız etse de herkes konu ile ilgili sıkıntılı. Hatta zaman zaman Bakanlığın bile konu ile ilgili çözüm aradığı izlenimini verdiği anlar olmuştur.
Mesela,
Fizik mezunuyum, fizikte yüksek lisans yaptım, dershanede fizik öğretmenliği yaptım, final dergisinin fizik bölümünün yazarlığını yaptım (yılda bir kez düzenlenen yazarlar toplantısına da çağrılırdım), final yayınlarının bir çok deneme, soru bankası, test ve kitabına soru yazıp tashihini de yapmışımdır. Ama ben milli eğitimde sınıf öğretmeni olarak değerlendiriliyorum ve branş öğretmenliği yapamıyorum.

21 Nisan 2011 Perşembe

Kepenklerin İndiği Batman, Bugün

Sabah hava güzeldi, canım çekti açıkhavada çay-simit yapayım dedim. Simitçinin yanına ulaşınca anca fark ettim, dükkanlar kapalıydı. Hatırladım önceki gün söylenmişti YSK'nın vetosundan dolayı gösteri düzenleneceği, ondan olmalı. Mado'da kahvaltı yapayım o zaman dedim, orada kapalıydı. Mado'nun da kapalı olması gösterinin büyük olacağını işaret ediyormuş meğer. Migros, Worldmar (alış-veriş merkezi), bir-iki dükkan camları perdelemiş ama açıktı. Bankalar da açıktı ancak kepenkler inmişti. Simit bulamayınca Migros'tan çörek alıp öğretmen evinin bahçesinde çayla götürdüm. Bizim durum da 'simit bulamayınca tahinli çörek ye' oldu.

Evlenebilmek için bir işe, iş için de doktora derecesine gerek vardı: BİG BANG


ALS ya da motor nöron hastalığı teşhisi konulmuş ve bana ancak bir iki yıl daha yaşayabileceğim söylenmişti. Bu koşullar altında doktora tezine başlamanın pek bir anlamı yoktu -bitinceye dek yaşayacağımı sanmıyordum. Ama iki yıl geçmiş ve durumum pek de kötüleşmemişti. Aslında işim iyi gitmeye başlamış, Jane Wilde adında çok hoş bir kızla da nişanlanmıştım. Ama evlenebilmek için bir işe, iş için de doktora derecesine gerek vardı.

13 Nisan 2011 Çarşamba

Seçime Doğru Batman'da Siyaset

- Batman'da BDP'nin adayları kim oldu?
- Eskiler yine
- İçerdeki beldiye başkanını aday göstermediler mi?
- Geçen eylemleri görmedin mi? Milletvekillerinin polise tokat atması, panzerleri taşlaması niyeydi?
- Yerlerini sağlama mı alıyorlardı?
- Can güvenliğimiz yok falan demek istiyorlar partiye
- Şov yani... Milletvekili dağılımı nasıl olur peki?
- 2,1,1
- Nasıl yani? 2,2 ye ne oldu?
- CHP'nin adayı çok güçlü, Faris Özdemir çakılı oyu var. 1 AKP, 2 BDP, 1 CHP
- 2 AKP, 1 BDP olamaz mı?
- Zor, sanmıyorum

7 Nisan 2011 Perşembe

Köy Öğretmeni 2 (Sosyalleşmek İçin Askere Giden Öğretmen)

Ağrının bir köyünde, 15 hane ve 12 öğrenci ile... Gençler şehirde, Türkçe bilen yok. Şehre gidiş-geliş yok, 4-5 ay köyden çıkamıyor. Gittiği psikiyatr, askere git demiş sosyalleş biraz. Sosyalleşmek için askere giden öğretmen, askerliği bitecek diye düşünceli...
Askerliği bitecek diye üzülen bir adam düşünebilir misiniz? O işte köyöretmeni

28 Mart 2011 Pazartesi

Nükler Enerji


Rakamlar ve terimlerle doldurmak, tez veya sunum hazırlamak değil, düşücelerimi genel olarak ifade etmeye çalışmak amacıyla hazırladım. Çevrecilerin (kendini böyle adlandıran sivil topluluklar) nükler santrallere neden karşı çıktığını halen de anlamıyorum. Çevrecilik nükler santrali gerektirir. Nüklere karşı olmak çevrecilik değildir.

28 Şubat 2011 Pazartesi

Kış Okumalarım

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
Ahmet Hamdi Tanpınar

Daha önce bu kitaptan ayrı bir başlık altında bahsetmiştim. Neden klasikler arasında değil onu merak ediyorum asıl. Kim belirliyor bu dünya klasikleri listesini hakkaten?..


FİRARPEREST
Elif Şafak

23 Şubat 2011 Çarşamba

Köy Öğretmeni 1 (Aydın'dan Batman'ın bir köyüne ilk ataması yapılan Sibel Öğretmen)

Okulun odun ve kömürünü idareci odun-kömür pazarına gidip alıyor, ben de bilmiyordum. Eğer köy öğretmeniyseniz, aynı zamanda idarecisi, aynı zamanda hizmetlisi olduğunuzdan, öğretmenin yapması gereken bir iş odun-kömürü almak da. Tabi siz İl Milli Eğitimden yazınızı alıp ben şu okula yazılı olduğu gibi şu kadar odun alcam ardından da gidip şu kadarda kömür alcam dediğiniz vakit, “sizinkiler hazır öğretmenim kamyon hemen yola çıksın mı” denildiğinde de Dur! demek lazımmış. Çünkü bu durumda yaş olan, yanmayan orada bulunabilecek en kötü odunu ve de en kötü kömürü sizin o hazır kamyona koymuş oluyorlarmış. Dur benim odunu gel şuradan doldur, dur gel benim kömürü şuradan doldur bakim demeliymiş. İlk ataması Batman’ın bir köyü olan Sibel öğretmen bu odun kömürünü de almayı başaramamış, sonra da olmuyormuş vakit geçmiş artık. Neyseki yan köydeki öğretmenler biraz fazladan aldırtmayı başarmışlarda o köye arada bi yakacak desteğinde bulunabiliyorlarmış. Gerçi köylüler “Ğoce bizim kömürü niye başka köye verisin” diye itirazda etmişler yaa…

29 Ocak 2011 Cumartesi

Batman'daki Okuma İsteği

Çoğunluk hemen her yerde olduğu gibi daha iyi bir gelecek sağlayacağı umuduyla mecburi eğitime bakmaksızın okula geliyor. Devletin, okula giden çocuk başına verdiği aylık paranın da bazı ailelerde çocuklarını okula istekle göndermelerine bir katkısı var. Geçenlerde Başbakan Batman'a geldiğinde öğrenci başına aylık ödemenin 25 TL'den 35 TL'ye çıkarılacağını söylemiş. Bu bilgiyi bana okulda öğrencim Deniz söyledi. Bu burs maddi sıkıntı yaşayan aileler için önemli bir para. Bir ailenin 5-6 öğrencisi olduğu düşünülürse kira parasını hatta fazlasını buradan karşılayabiliyor. Çocuklarını okula göndermeyen ailelere para cezası verilmeside caydırıcı bir etki olarak bazı ailelerin çocuklarını okula göndermelerini sağlıyor. Ailenin çocuğu okula göndermeyi istememesi meselesi anladığım kadarı ile kız çocuklarda oluyor.

28 Ocak 2011 Cuma

Batman'da Birinci Dönem Bitti

İlk dönem bitti...
Bunu özetlemeye çalışmaya gerek var mı bilmiyorum elbet.
Yine de söyleyebileceğin birkaç birşey varsa da durma!

26 Ocak 2011 Çarşamba

Minik Kırlangıç

Çok sevdiğim bir hikaye, unutmuştum. Uzun süre sonra birazda tesadüfen yeniden okudum. İşte, özdeyişler oluşturup şiir yazmayı denediğim kısa dönemde bana ilham da olmuş minik bir kırlangıcın öyküsü...

Minik kırlangıç o kış güneye göçmemeye karar verdi. Nasıl olsa bir yolunu bulup yaşarım diye düşünüyordu.

Ancak soğuk havalara fazla dayanamadı ve bir gün gökyüzünde uçarken kanatları dondu, yere düştü.

O sırada oralarda otlamakta olan bir inek kırlangıcın yanından geçerken üzerine pisledi. Kırlangıç tam artık öleceğini düşünürken, taze gübrenin etkisiyle ısındı ve donarak ölmekten kurtuldu.

Buna çok sevinen kırlangıç şarkı söylemeye başladı. Oralarda gezinen bir kedi, kırlangıcın sesini duyunca yavaşça geldi, gübreyi eşeledi ve kırlangıcı bulup midesine indirdi.

Eğer hikayenin devamında bir sonuç bölümü yoksa, kısadan hisseyi hikaye ile birlikte yazıya dökeni okumaya devam edelim.
  1. Tepene sıçan herkes düşmanın değil.
  2. Seni boktan çekip çıkaran herkes dostun degil.
  3. Bokun içinde rahat ve mutluysan, sakın sesini çıkarma.
:)
Bu hikaye ve daha fazlası için,
http://www.birey.com/avnia/solomon/index.htm