28 Mart 2011 Pazartesi

Nükler Enerji


Rakamlar ve terimlerle doldurmak, tez veya sunum hazırlamak değil, düşücelerimi genel olarak ifade etmeye çalışmak amacıyla hazırladım. Çevrecilerin (kendini böyle adlandıran sivil topluluklar) nükler santrallere neden karşı çıktığını halen de anlamıyorum. Çevrecilik nükler santrali gerektirir. Nüklere karşı olmak çevrecilik değildir.

Nükler Enerji Neden Gerekli?
Öncelikle herşeyimiz enerjiye yani elektiriğe bağlı ve elektriğe olan ihtayaç sürekli artmaktadır. 2006 itibariyle dünyadaki elektirik tüketiminin %68'ini dünya nüfusunun %15'i, gerikalan %32'si de %85'i tarafından tüketilmektedir. En azından dünya nüfusunun %85'inin daha fazla gelişmemesini öngörmek olmaz sanırım. Ayrıca kişi başına oratalama tüketim gelişmiş ülkelerde 250GJ , ABD'de (dünya nüfusunun %5'i) ise 400GJ dür. Dünya nüfusunun %85'i ortalama 25GJ tüketmektedir. Türkiye'ye baktığımızda yılda ortalama 57GJ ve bunun daha çokca artacağını umuyoruz.

Küresel ısınma ve iklim değişiminde birinci sırada sorumlu tuttuğumuz karbon salınımı fosil yakıtlardan kaynaklanmaktadır. Dünya genelinde 2000 yılı itibariyle enerji kaynaklı olarak atmosfere 6,2 milyar ton karbon eşdeğeri, yani 22,5 milyar ton karbondioksit salınmış bulunuyor. Petrol, kömür ve doğalgazın paylar %44, 35 ve 21.

Eğer küçük bir grup elektirik kullansın dünyanın büyük bir çoğunluğu elektrik kullanmasa da olur diye bir düşünce yoksa nüklere mecburuz. Bu güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji kullansak ve enerji kayıplarıyla ilgili daha ciddi çalışmalar yapsak da değişmiyor. Dünya bizim kadar uyanık çıksa tüm dere ve akarsulara HES yapıp heryanı mahvetsek belki kurtarırız ama. Şaka lan şaka... Ayrıca küresel ısınmayı takmasak bile fosil yakıtların ömrü de kısaldı.

Nükler Enerjiden Korkmalı mıyım?
Korkunun nedeni nükler sızıntı, radyasyon sonucu insan neslinin ortadan kalkması ise mevcut santraller bunun için yeterli zaten. Nükler silahlarda işin içine katılırsa bir kaç tane dünyayı zaten yok edebiliyoruz. Asıl risk eski tip nükler santrallerin kontrolü ve kapatılmasıdır. BM'lerin demokrasi götürme(!) dışında böylesi sorunlarla da ilgilenebileceğini düşünüyorum. Dünyayı değil sadece kendimizi düşünüyorsak, ülke olarak bunu biz fark edebildik ve Avrupalılar ahmak olmalı çünkü mevcut santralleri ile beyaz ırkı yok etmeye çalışıyorlar.
Aslında ciddiye almamız gereken şeyler de var. Ermenistan'daki nükler santralin durumu nedir mesela? Sıkıntıları varsa (dünyanın herhangi bir yerindeki de sıkıntılı olanlar) kapattırılmalıdır. Bunun için BM üzerinde baskı oluşturulabilir.
Japonya'da sıkıntı oluşturan nükler santralin eski tip 1.nesil bir santral olduğu söylendi. Hem 8.9 (9 diye sonradan düzeltildi) şiddetinde bir deprem ve tsunami görmesine rağmen bir çernobil olmadı. Ayrıca bu santralin sahibi olan şirketin daha fazla kar amacıyla santral ile ilgili verilerde yeterince dürüst davranmadığını gazetelerden okuyorum.
Türkiye bu büyüklükte deprem ve tsunami riski olmayan bir ülke olmakla birlikte tüm bölgeler deprem bölgesi de değil.

Nükler Enerji Kullanan Ülkeler Kimler?
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamına yakını. Yüzölçümü yaklaşık Konya kadar, nüfusu İstanbul'un yarısı olan İsviçre'de 4 nükler santral var. Fransa elektrik ihtiyacının %77'sini nükler santrallerden karşılamaktadır.

Nükler Enerji Kullanmayan Ülkeler Kimler?
Arap ülkeri, Afrika (Güney Afrika Cumhuriyeti hariç), Güneydoğu Asya (Tayland, Laos, Vietnam, Endonezya...), Türkiye. Karşı duranların içini rahatlatacaksa Avustralya ve Norveç'de kullanmıyor.

Medya Japonya'daki Nükler Santral Haberlerini Nasıl Verdi/Veriyor?
Bu olayları bir kez bir ana haber bülteninden takip ettim. Ardından medya tanımımı buldum, korku ve felaket tellalığı ile prim yapmayı amaçlayan zümre. Gerçek zerre kadar ilgilerini çekmiyor.
Merak ettiğim birşey de acaba Güney Kore medyası bunları nasıl sunuyor, Japonya'ya yakınlığından dolayı. Bizim kadar/daha az/daha çok panik oluşturabildiler mi?
Dün akşam NTV hava durumunda, Japonya'dan gelen radyoaktif bulutla ilgili bir şema vermiş ABD'ni geçmiş İtalya üzerinde. Radyoaktif bulutlar İtalya'ya ulaşmış ve yağmur da varmış. Gerçi sağlığı tehdit eden bir doz veya durum olmadığını belirtiyor. Tehdit yoksa şemalarla bunu niye anlatıyor peki. İfade biraz şuna benziyor: Radyoaktif güneş ışınları sabah 5 civarlarında ülkemize ulaşacaktır (Bir de gün ışımasının Japonya'dan Türkiye'ye doğru geliş şeması) :))

* Nükler yazmayı öneriyorum

2 yorum:

  1. Senin deyiminle nükler kendi bacağına sıkmaktan başka birşey değildir. Kafayı alternatif enerjiye harcamak daha mantıklıdır bilim bunun için yeterince ilerlemiştir. Bir sürü nükler santralin olması senin de yapmanı gerektirir gibi bir mantık kabul edilebilir değildir. Hem nüklerin asıl sıkıntısı olan ATIK sorununa hiç değinmemişsin. Ne de olsa Afrika sahillerine bırakırız değil mi? Ya da savaş sırasında görünmez bir kalkan ile nükler santrali savunacağız değil mi? Söylediklerinin hepsi yanlış olmamamkla beraber asıl noktada ayrılıyoruz...
    Saygılar...

    YanıtlaSil
  2. İsim veya kodad olmaması 'adsız'a hitap biraz tuhaf. Savaş endişesine gerek yok zaten o nüklerin bombası var.
    Keşke dediğiniz gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterli kılabilecek teknolojimiz olsaydı, daha doğrusu mevcut teknoloji astarını yüzünden pahalı kılmasaydı.
    Nüklerde en ciddi sorun, değindiğiniz gibi atık meselesi. Afrika sahillerine istesek de bırakamayız, o kadar kolay değil. Bununla ilgili farklı saklama yöntemleri üzerinde çalışılıyor. Hatta atıkların tekrar yakıt olarak kullanılması ve yarılanma ömürleri ile zararlı etkilerinin azaltılması meselesinde sona yaklaşılmış gibi. Yine de saklamak ciddi bir maliyet içeriyor ve herşeyi öngörmek mümkün değil ama hesaplar saklanabildiği yönünde. Saklı tutulabildiği müddetçe de atıklar neden sorun yapılsın ki. Yüksek lisans tezimde nükler silah yapımına engel teşkil edecek yarılanma ömrünü daha düşük kılacak toryumu yakıt olarak kullanan "Enerji Yükselteci" iydi. Yeni nesil santraller daha çok şey vadediyor.
    Belki övündüğümüz teknolojimiz yakın bir zamanda hepsini topluca uzaya atmamıza da fırsat verir.
    Üzgünüm ama şu gelişmiş ülkeler bir şeyler saklamıyorlarsa eğer, daha iyi bir çözüm yok.

    YanıtlaSil