 |
| Hermitage Müzesi ve müzeden ayrılanlar |
Bizim 'Deli', Rusların 'Büyük' dedikleri Petro'nun 1703 de Neva Nehri'nin Baltık Denizine döküldüğü yerde kurduğu şehir. Adalar üzerine kurulu şehir sahip olduğu kanallarla Kuzeyin Venediği olarak da anılıyor. Şehirde karşılaştığımız kişilerin verdiği bilgiye göre 8 milyon nüfusu ile Rusya'nı ikinci Avrupa'nın 4. büyük şehri. Biz beyaz geceleri kaçırdık, Ağustos'da şehre gittik. Güneş saat 10a doğru batıyordu.
Şehri önemli yerlerini gezmek için 3 gün yeterlidir. Öncelikli gezilecek yerlerin büyük bölümü Nevski Caddesi üzerinde ve civarında. Otelinizi Nevski Caddesine yakın bir yerde ayarlarsanız gezi açısından büyük bir kolaylık olur. Şehirdeki en önemi ulaşım aracınız ise metro olacak, sanırım dünyanın en derin metro istasyonlarına sahip.
 |
| Hermitage Müzesi 3,5 milyon eser ile dünyanın en zengin müzesi. Her eserin başında 1dakika durduğunuzda müzeden yaklaşık 6 yıl sonra çıkıyorsunuz. Biz 3 saatte çıktık :). Müzenin girişindeki bahçede bulunan otomatlardan biletinizi alırsanız (menüde İngilizce seçeneği de var) uzun kuyruğu beklemezsiniz. Daha önceden ilgilerinize göre gezeceğiniz bölümleri belirseniz kolaylık olur. Girişte müzenin bölümlerini belirten broşürde size bir miktar yardımcı olacaktır. |
 |
| Hermitage Müzesi'nin Leonardo da Vinci'ye ayrılan bölümdeki Madonna resmi |
 |
| Hermitage Müzesinin penceresinden önündeki Saray Meydanı |
 |
| Kazan Katedrali |
 |
| Dökülen Kan Kilisesi |
 |
| Saint Isaac Katedrali |
 |
| Saint Isaac Katedralinin kubbesinden şehrin güzel manzarasını izleyebilirsiniz. |
 |
| Petergof- Peter'ın Yazlık Saray'ı ve Bahçesi. Özellikle elektrik ve motor kullanılmadan tamamen mekanik bir düzenekle çalışan çeşmeleri çok meşhur. Burası St Petersburg'un Versailles'ı. |
St Petersburg'da Rusların Petergof dedikleri Peter'ın yazlık sarayı ve bahçesi de görülmesi gerekenler listesinin başında gelir. En az yarım günlük bir zamanınızı alır. Şehir merkezinin dışında olan Petergof'a tekneyle 1100 Ruble'ye gidebilirsiniz. Biz metro+minübüs yaparak 160 Rubleye gitmiştik.
Dostoyevski'nin kaldığı evi ve Suç ve Ceza'nın kahramanı Raskolnikov'un cinayetini işlediği apartmanı görememiş olmak içimde bir yara olarak kaldı. Dilerim bir dahaki sefere
Ayrıca bak:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder