6 Aralık 2010 Pazartesi

Eğitim Öğretim Hakkında Kısa Bir Genelleme

Hem öğretmenin otoritesinin güçlendirilmesi için, hem de eğitim öğretimin kalitesini artırmak için öğretmenlerin bilimsel yeterliliğine önem verilmelidir. Bunun için denetim, hizmet içi eğitim, öğretmenin teşviği gibi her ayağı ile uygulanabilir bir model tartışmasına da ihtiyacımız vardır. Gerekirse sınıfta bırakma konusunda öğretmene daha fazla sorumluluk da verilmelidir.
Eğitim öğretim ile ilgili planlamalardaki öncelik sıralaması:
  1. Öğretmen
  2. Okul binalarının yeterliliği ( eğitime uygunluk / kullanışlılık, sınıflardaki öğrenci sayısı)
  3. Kitap ile müfredat yeterlilik ve kalitesi
  4. Laboratuar ve bilgisayar gibi donanım ve yardımcı metaryaller ( Biz ise ''Eğitimde f@tih projesi'' adı altında sondan başladık, hadi hayırlısı )
gibi olmalıdır.

Bir süre Anadolu Liselerine sınav ile öğretmen alımı yapan bakanlık şimdi bundan da vazgeçti. Bence kısa vadede bu sınav ( tüm branşlara açık olarak mevcut öğretmenler arasından branş ağırıklı bir sınav ile öğretmen seçimi ) iyi bir yöntemdi. Şimdi çok net olmamakla beraber, anladığım kadarı ile liselerdeki mevcut öğretmenler, okulun Anadolu Lisesi olması ile Anadolu Lisesi öğretmeni olacak.


*Eser Karakaş'ın ''Eğitimde McKinsey Raporu'' adlı köşe yazısından

McKinsey daha bir hafta önce, 29 Kasım’da, eğitim-öğretim süreçlerinin kalitesi üzerine, üzerinde düşünülmesi gereken bir Rapor açıkladı; internetten bu Rapor’un sunumunu izleyebilirsiniz.
Aslında elimizde, yine McKinsey’in 2007 senesinde yayınladığı son Rapor da var.
Üç yıl arayla gelen bu iki rapor arasında, benim ilk saptamalarıma göre, bulgular ve sonuçlar düzeyinde çok büyük farklar yok.
Bu kısa köşe yazısında McKinsey’in yirmi ülke/bölgeyi temel alarak yaptığı araştırmanın sonuçlarını özetlemeye çalışacağım.
2007 Raporu’nun 29 Kasım 2010 çalışmasında da ısrarla tekrarlanan ana fikri çok hoş: “İyi eğitimci olmadan iyi eğitim, çok iyi eğitimci olmadan da çok iyi eğitim olmaz”.
McKinsey yeni Raporu eğitim-öğretim iyileşme aşamalarını dörde ayırmış: kötüden (poor) kabul edilebilire (fair), kabul edilebilirden iyiye (good), iyiden çok iyiye (great), çok iyiden mükemmele (excellent).
Kötüden kabul edilebilire geçmenin kriteri büyük öğrenci sayılarının temel, en temel konularda (basics), mesela okuma ve dört işlem konusunda sorunsuzlaşması olarak tanımlanıyor; parantez içinde McKinsey’in kullandığı terminolojiyi veriyorum.
İyiden çok iyiye, çok iyiden mükemmele geçiş ise adeta tümüyle öğretmen kalitesine (McKinsey kalibre diyor) endekslenmiş; iyi öğretmen seçmek, öğretmenlik mesleğinin toplum gözünde değeri, öğretmenlerin gelir düzeyleri, mesleğin çekiciliği, öğretmenlerin meslek içi yetişmesi, meslektaşlardan öğrenmek (peer education) temel kriterler.
Öğretmen geliri konusunda kriter ise öğretmenin senelik net gelirinin o ülkenin kişi başına düşen senelik gelirinin ne kadar üzerinde ya da altında olduğu.

http://www.stargazete.com/egitim/yazar/eser-karakas/egitimde-mckinsey-raporu-313535.htm


*Yaşar Özay'ın ''Başarılı öğretmen başarılı öğrenci'' adlı köşe yazısından

Öğrencilerimiz ne istediğini bilmeyen, yaratıcı düşünceden yoksun olarak yetişiyor. Böyle olmasının başlıca nedeni, öğretmen yetiştirme politikamız.
Öğretmenleri hizmet içi eğitimde eğitmek ise göstermelikten ileri gidemedi. Bu durumda eğitim seviyemizi yükseltmek için zaman geçirmeden acil önlem almak gerekir. Yapılan teknolojik yatırımların yanına başarılı öğretmeni eklememiz gerekir. Yoksa yatırımların içi boş kalır. Vakit geçirilmeden "Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme" alanında öğretmenlerin tezsiz yüksek lisans programlarına girmesini sağlamalıyız. Öğrencileri dershanelere ve özel ders almaya mahkûm eden sınav sistemini gözden geçirmeliyiz. 2050'li yıllarda Türkiye'nin dünyanın en başarılı ülkesi olması için yeni eğitim politikaları hazırlamak zorundayız. Ayrıca öğretmenlerin kendilerini daha iyi yetiştirmeleri için uluslarası toplantılara katılmalarını sağlayacak olanaklar sağlanmalıdır.
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ozay/2010/12/01/basarili_ogretmen_basarili_ogrenci


* Nuran Çakmakçı'nın ''Katar, eğitim ve innovasyon'' adlı yazısından. Not: Bu alıntıyı sonradan ekledim.

Bizde ise eğitim yap boz tahtasının ötesine gidemiyor. Sistemlerin sürekli değiştiği ülkemizde eğitimde yenilik denince ne yazık ki siyasilerin aklına sadece sınavlar geliyor.
http://www.hurriyetegitim.com/haberler/10.12.2010/katar-egitim-ve-innovasyon.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder