" Büyük giz burada işte. Bilinmeyen bir yerde, hiç tanımadığınız bir koyun, bir gülü yemişse, evrende hiç birşey eskisi gibi değildir. "
29 Ekim 2013 Salı
28 Ekim 2013 Pazartesi
"Bir Derd Ehli Bulsam Derdim Söylesem"
bir derd ehli bulsam derdim söylesem
iyi olmaz derdlerim halim n'olacak
hekimler derdime derman bulamaz
bir değil beş değil derd kucak kucak
el vurma yarama yaklaşma kardaş
derdimi söylesem tükenmez baş baş
içimde yanıyor tütünsüz ateş
ceset soba gibi kalbim bir ocak
aşıklar alemde gülmez dediler
akar göz yaşlarım silmez dediler
el elin derdini bilmez dediler
kimler gelip hatırımı soracak.
veysel'in derdine bulunmaz çare
etseler vücudun hem pare pare
bir arzuhal sundum hakiki yare
o yar gelip yaralarım saracak
Aşık Veysel
27 Ekim 2013 Pazar
21 Ekim 2013 Pazartesi
3Konu1Sonuç (Bilge Kral/ Seyahat/ Eğitim & İstatistik)
Aliya İzzetbegoviç:
'Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?'
Ukrayna, Lutsk'u gezdim. Ülke olarak kişi başına GSMH bizden düşük (Onlar geri kalmış, biz daha gelişmişiz). Şehir olarak da nüfusu yaklaşık benim yaşadığım şehir kadar. Yollar ve caddeler geniş, planlı, araçlar için park sorunu yok. Yayalar yaya geçitlerini kullanıyor, araçlar yaya geçitlerinde yol veriyor. Benim şehrimde park denilebilecek bir alan yokken orada şehir merkezinde bir kaç park var, biri gezmekten yorulacağın kadar. Benim şehrimde küçük bir boşluğa meydan denirken, orada bir kaç tane meydan var. Orada gece yürürken kendimi daha güvende hissedebiliyorum. Etleri de ekmeği de daha lezzetli. Benim şehrimde ise arabalar daha yeni, lüks. Evlerin metre kareleri daha büyük, içleri daha iyi döşenmiş. Onlar geri kalmış, biz daha gelişmişiz.
Şişmanlığı ile övünen adam gibi eğitimde ülkemizin yaptığı atılımlardan bahsedip övünürken sayıları 200 civarı olan üniversiteden, okulda mecburi geçirilen sürenin artmış olmasından, okullaşma ile ilgili istatistiklerden, bilmem kaç milyar dolar daha fazla harcamış olmaktan bahsediyoruz.
Bizdeki gelişme kirlilikle eşdeğer arttı/yor. İstatistiklerimizi, kilomuzu konuşup övünelim. Övünecek ne kaldı başka.
Birey olarak da ülke olarak da paramız kadar konuşup parası kadar saygı duyuyoruz.
20 Ekim 2013 Pazar
17 Ekim 2013 Perşembe
16 Ekim 2013 Çarşamba
13 Ekim 2013 Pazar
10 Ekim 2013 Perşembe
ÇIRAK ARANIYOR
Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?
Refik Durbaş
7 Ekim 2013 Pazartesi
Karadağ
Balkanlar seyahatini planlarken sadece Karadağ konusunda belirsizlikler vardı. Karadağ'da Budva mı Kotor mu diye uzun süre kararsız kaldıktan sonra Budva'ya gitmeye karar verdim. Belki yakında ki Kotor'a da uğrayabilirdik. Bosna'dan nasıl/nereye geçeceğimi bilemediğimden yolculuk öncesinde otel ayarlamamıştım. Mostar'a vardığımızda otogardan Hırvatis'tan topraklarına girmeden (Hırvatistan AB üyesi olduğu için bizden vize istiyor) Karadağ'a giden bir otobüs olduğu söylendi. Günde bir kez olan otobüs öğlen 2'de ve Kardağ'ın Bosna sınırına yakın kıyı şehri olan Herceg Novi'yeydi. Herceg Novi'den sürekli Budva'ya otobüs vardı.
Herceg Novi'de otogardan ayrılmadan bir sonraki durağımız olan Üsküp biletlerini alalalım dedik. Gişeye gittiğimizde bilet kalmadığı söylendi. Ertesi gün sabah 9 gibi tekrar uğramamızı belki yer ayarlanabileceği söylendi. Biz de Budva'ya geçip ertesi sabah erkenden bilet için gelip tekrar Budva'ya dönmek yerine Herceg Novi'de kalmaya karar verdik. Daha sonra anlayacaktım ki, meğer Herceg Novi'de kalmamızı gerektiren bir durum yokmuş. Üsküp'e gitmek için binmeyi düşündüğümüz otobüs Budva'dan da geçiyor. Oradan da sorabilirmişiz.
Hiç araştımadığım, öncesinde hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmadığım bir şehirde (Herceg Novi) kalacaktık. Otogarın karşısındaki bir kafenin penceresinde wifi yazıyordu. Geçtik bir şeyler içerken cepten nete girerek Booking.com'dan bir otel ayarladım, taksiye atlayıp otelimize gittik. Şehir hakkında biraz bilgi edindik, akşam sahilde dolaştık. Artık ertesi gün Herceg Novi'de denize gireriz gibi olumlu yanlar belirledik. Gece gök galiba Herceg Novi civarlarında yarıldı! Daha önce öyle bir yağmur ve gök gürültüsüne şahit olmamıştım. Ertesi gün de devam etti.
Herceg Novi'de akşam sahilde yemek yiyip ardından deniz kenarında yürüyüş yaptık |
Artık denize de giremeyecektik. Otelden çıkışı yapıp sabah 8 gibi otogara geldik. Üsküp bileti ile ilgili bize yardımcı olacağını söyleyen kişi yoktu. Gök gürültüsünü dinlerken oluşturduğum B planına geçme zamanı. Podgorica'ya geçecektik. Makedonya'ya coğrafi olarak daha yakındı, hem de başkentti. Orada daha çok seçeneğimiz olurdu. Yine daha önce hiç araştırmadığım ve hakkında bilgi sahibi de olmadığım bir başka şehire Podgorica'ya bilet aldık.
Podgorica |
Podgorica |
Daha önce hiç, yeni gittiğim bir şehirde bir iki saat geçirdikten sonra bir alışveriş merkezi arayışım olmamıştı. Bir iki saatte şehri gezebilirsiniz. Açıkcası görülecek bir şey de yok. Podgorica, Balkan coğrafyasında pek fazla göremediğimiz düz bir arazi üzerinde ve yeşillik. Yeni yapılanan bir şehir. Karnımızı doyurup, biraz dolaştıktan sonra yeni yapılan bir alışveriş merkezinde vakit doldurarak, otobüsümüzün hareket saatini bekledik.
THY'nın Karadağ'da Podgorica'ya seferleri var. Sadece uçuş noktası olduğu için uğranılabilir.
Özet olarak, Balkanlar turumuzun Karadağ ayağını görülmesi gereken yerleri göremeden geçtik. Seyahat öncesinde de gezinin Karadağ bölümü ile ilgili belirsizlik çoktu. Budva ve Kotor aklımda kaldı ama. Artık THY'nın Podgorica uçuşundan bilet alıp Budva ve Kotor'a deniz-kum-güneş tatili planım var. Bundan sonra Balkanlara yapacağım olası geziler için gezi planım bölge bölge gezmek, detaylara ulaşmak.
Etiketler:
Balkanlar,
Herceg Novi,
Karadağ,
Podgorica,
Seyahat
5 Ekim 2013 Cumartesi
Hep birlikte, üstelik mutlu bir şekilde, kirleniyoruz
İbrahim Tenekeci'nin 'Kendini saklamak' adlı köşe yazısından:
"Birçok kıymetin, güzelliğin, mutsuz bir evlilik kadar haber değeri yok. Böyle günlerden geçiyoruz. Ödünç alıp söylersek, kelimeler taş, ağızlar sapan.
Muhafazakârlık yükselişte olabilir. Buna karşılık, hassasiyetler köreliyor, niyetler bulanıyor. Nasıl anlatalım?
Gördünüz mü, bilmiyorum. Artık Finanskent Cami'miz bile var.
Vehbi Eralp, yirmi beş yıllık arkadaşı Yahya Kemal'i anlattığı eserinde, şu şahitliğini paylaşıyor: 'Parada insanı kirleten bir şey görürdü.' (Yahya Kemal İçin, 1959, sayfa 48) Duygusal kelimesinin bile maddiyatı çağrıştırdığı bir devirde, bunu nasıl görecek ve göstereceğiz? Zor.
Hep birlikte, üstelik mutlu bir şekilde, kirleniyoruz"
3 Ekim 2013 Perşembe
Balkan Seyahatim
Benim Rotam
İstanbul'dan uçakla Belgrad - Saraybosna - Mostar - Herceg Novi (Budva olarak planlamıştım) - Üsküp ve İstanbul'a uçakla dönüş. 6 gece 7 gün süren seyatimde şehirler arası geçişleri otobüsle yaptım.
Belgrad gidiş Üsküp dönüş uçak biletlerini aldıktan sonra rotayı ve nerelerde kalacağımı netleştirdim. 2 gece Belgrad'da (yeterli), 2 gece Saraybosna'da (yeterli), 1 gece Mostar (şehri görmek için bir kaç saat yeterli ama 2 gece kalmayı tercih ederdim), 1 gece Karadağ'da kalıp sabah Üsküp'te olacak şekilde yola çıkacak ve uçağımızın havalanacağı akşam üstüne kadar da Üsküp'ü gezecektim. Karadağ'a kadar ki bölüm (Belgrad-Saraybosna-Mostar) ile ilgili internette yeterli bilgi edinebildim. Kalacağım otelleri de seyahat öncesinde internetten satın aldım. Fakat seyahat siteleri ve bloglardan Bosna-Hersek'ten Karadağ'a nasıl geçeceğime dair bir bilgi edinemedim. Saray-Bosna ile Karadağ komşu ülkelerdi nasılsa geçiş vardır, gidince ordan öğreniriz diye düşündüm. Buradaki belirsizlikten dolayıda Karadağ'da bir otel satın almadım, iyiki de satın almamışım.
- Otobüsler eski, hatta bir kısmı çok eski.
- Büyük şehirlerin yakın çevresi hariç yollar bir gidiş bir geliş olmak üzere iki şeritli. Ayrıca Belgrad yakınları hariç, oldukça dağlık bir bölge ve yollar çok çok kıvrımlı. Dolayısıyla iki nokta arasındaki seyahat süresi için tahmininizi 2 ile çarpın.
- Sınır geçişlerinde fazla bir bekleme olmuyor. Herhangi bir problem ile karşılaşmadım.
- Yemekler ucuz ve lezzetli. Özellikle Bosna-Hersek'e yemek yemek için bile gidilebilir.
7 Mayıs 2013 Salı
İngilizceyi dert edindiğimiz kadar matematik ve sanatı dert edinebilecek miyiz! Milli Eğitimin temel sorunu İngilizce öğretememesi midir?
İngilizce ogrenimiyl ilgili yazip da sonunu "ing turkcedn matmtktn fiziktn fendn onemlidir.ulkenin gelecegidir" diye baglamamis yazi gormedm
18 Ocak 2013 Cuma
'Türkiye neden Afrika'da?' ya da 'Afrika'da ne işimiz var?'
Dünya tekrar/yeniden paylaşıldı. Bizim bulunduğumuz grupta (Amerika ve Rusya'nın başını çektiği İngiltere, Türkiye ...) bize bırakılan -serbest hareket alanı tanınan /bize görevler düşen- bölge kısmi bir Ortadoğu ve Afrika. Yani Afrika bizim tercihimiz değil payımıza düşen.
Afrika'da ki en ciddi rakiplerimiz ise Çin ve birlikte hareket ettiği AB (Almanya ve yanındaki Fransa). Dolayısıyla elimizi daha çabuk tutmalıyız.
Aslında bu başlıkta sadece soruya cevap vermek değil, Afrika ile ilgili daha geniş bir değerlendirme yapmayı planlamıştım. Bloga 'resim ekle' seçeneğinin işlev görmemesi vs ile başlayan süreçte daha uzun bir yazı denemekten vazgeçtim. Hem bu 'soru'nun altında soruya cevap vermek dışında bir sürü şey konuşulup yazıldı/ıyor. Bizimki de doğrudan cevap olsun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)